Zayi Zamana Elveda Senfonisi

Erdoğan’ın gidişiyle bir yaprak dökümü mü başladı?

Yıllardır alkol sorunu olan abimin bedeni iflas ediyor

Yoğun bakımda, nakil ve tedavi ihtiyacı var

Düzelmesi zor görünüyor

Yaşı gereği annemin bedeni de iflas ediyor

Hep sorun, hep üzüntü

Abimin bilinci geri geldi ama sonrası yine bilinmeyen

Öbür abimin sağlık sıkıntıları da devam

Gemideki gizli kaçağı bulamıyorum

İçime attıkça daha çok batıyorum

Battıkça yalancı tebessümleri siper alıyorum

Kontrolsüzce çoğalan bedenim

Ruhumu gördükçe hâline şükrediyor

***

Sevdiğim, Edi’m, erişemedin hayallerinin çoğuna

Rahat edemedin hayatın sıkışmışlığında

Doğuştan şanssızlık sarmalında

Olduğu kadarıyla yaşadın ve bitti

Gidebilir miyiz geriye, o yaşanmışlıklara?

Acıları yasaklayabilir miyiz bir an?

Ne yazık ki nafile, bu cehennem tuzağında

Bilinmezlikten geliyoruz bilmeden

Biliyormuş gibi yaşıyoruz dönmeden

Bilinmezliğe gidiyoruz çözemeden

Çokça yalnızım, fazlaca eksiğim

İhaneti gördüm, hislerin kaybolduğu küllerin arasında

Beni neden aldattın ebedî ve sadakatsiz ölüm ile?

***

Geçmişe baktığımızda, türlü senaryolardan ibaret bir sinema

Şimdiye baktığımızda ise gereksiz bir tiyatro izliyoruz

Gelecek seyirler için aldığımız sinema ve tiyatro biletlerinin

Zamanlarını konularıyla birlikte bekliyoruz

Yine bir dünya döngüsünde

Yaşam boyutumun değişmesine neden olan rakamlardan

Ve bu rakamların zaman aralıklarındaki içeriklerden nefret ediyorum

Genel olarak olacakları seçme şansımız yok

Ama bizler varmış gibi düşünüyoruz

Boşuna sarhoşça debeleniyoruz

Bugün meçhule gitme günümün başlangıcı

Sabahı görmeyecek bir uyku arzuluyorum

Gizemli oyununuzu oynamaktan çok sıkıldım

***

Bugünlerde kendimi pek iyi hissetmiyorum

İştahsızlığım ağzından salyalar saçarak artıyor

İstemsiz kilo kaybım alay ederek devam ediyor

Kendimi bir şeyler yemek için zorluyorum

Zorlamalıyım gibi hissediyorum

Ama midem buna pek müsaade etmiyor

Haftalar içinde boşluğu yararcasına ortaya çıkan sıkıntıların

Sayısı da her birinin dozu da artarken

Kusuyorum ama çıkardıklarım arasında bu sıkıntılardan eser yok

Karnımdaki bu şişlik ve ağrı nereden çıktı?

En ufak harekette tansiyonum düşüyor, nabzım yükseliyor

Çok yorgunum ama çok! Sürekli yatmak istiyorum

Ve uykusuz gecelerle koyun koyuna yatmaya devam ediyorum

***

Genişçe bir odanın loş hüznüne sabitlenmiş

Gösterişli mobilyalar, tablolar ve ince bir televizyon

Bu sisli otel odasına ne zaman geldik?

Bir dakika, bir dakika…

Bu kimsesiz yatak, damarıma akan narkotikler?

“Anneciğim rahatladın mı?” diye soruyor oğlum

Karnımdaki sıvının çekilmesi için geldiğimizi anımsıyorum

Gülümsüyorum, cevap verirken sesimin kısıldığını fark ediyorum

Sağ kolumdaki şişliğe ve sağ elimde oluşmaya başlamış yaraya bakarken

Birkaç güne toparlanacağımı, eve gideceğimizi konuşuyoruz

“İyi olacağım yine değil mi?” diye içtenlikle soruyorum

Bana umut aşılayan evladım kendi söylediklerine inanıyor mu?

Bu odada baş başa son tatilimizi yaşıyor olabilir miyiz?

***

Ben mi daha yorgunum yoksa şişmeye başlayan uzuvlarım mı?

Zorla bir şeyler yemeye çalışan bünyem yine bana küstü

Yerimden kaldıramadığım depremzede bedenimi tanıyamazken

Artık altımdaki bezin değiştirilmesinden bile utanmıyorum

Bir tanecik oğlum, artık uzattığın pipetten suyu çekemez

Merhametle uzattığın kaşıktakileri yutamaz

Benimle konuşan garip beni tanıyamaz oldum

Çok yorgunum, uykunun bağrına başımı koydum

Bu hemşireler neden uyumama izin vermiyorlar?

Neden sürekli bir yerlerimi morartıyorlar?

Neden sürekli değişik ölçümler yapıyorlar?

Neden sürekli sorular soruyorlar?

Neden sürekli pek de pis olmayan bezimi değiştiriyorlar?

***

Kim boyadı beni sarıya?

Gözlerimden akan bu sarı sıvı kimin elçisi?

Zor kaldırdığım titrek ellerimle

Kaşınıyorum, üstümü başımı çekiştirip duruyorum

Vücudum günlerce işkence görseydi

Bu kadar kötü bir hale gelirdi ancak belki de

Bu aşırı karın şişliği kimin hediyesi?

Ölüme gebe olduğumun göstergesi sanırım

Periyodik inlemelerimin parlak gölgesinde

Neler anlattığımı beni anlamadan anlayabiliyor musunuz?

Dolaşım sistemim paydos borusunu çalıyor

Bu çıkmaz sokakta artık anlamsız nefesler de alamıyorum

Canımın içi, küçüğüm ağlama artık

***

Şu an elimi tutan oğlum artık dizime yatamayacak

Bundan böyle saçlarını rüzgâr misali okşayamayacağım

Bundan sonra huzur açarak birlikte uyuyamayacağız

Beyhude yığınları deştiğimiz derin muhabbetlerimiz

Alkol duvarını aştığımız güzel vakitler

Sevinçlerimiz, hüzünlerimiz, heyecanlarımız

Paylaştığımız tüm duygular ve hayaller

Hepsi puslu bir kış gününün ufkunda yavaşça kaybolacak

Deniz’im beni artık hastaneye götürmek zorunda kalmayacak

Yeniden konserdeyim ama solo yapma sırası kanserde

Her şeye rağmen belli etmeden düşünüyorum

Doğum bizi vakitlice ayırıyor ve bölüyor

Ölüm ise bizi vakitsizce birleştiriyor

Please follow and like us:
RSS
Follow by Email
Twitter
Visit Us
LinkedIn
Share
Instagram

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.